İngiltere'ye İlk Adım

Merhaba. Uzun zamandır İngiltere Günlüğüm adı altında burada yazılar yazıyor ve tavsiyelerde bulunuyorum. Buraya geleli bayağı oldu ve yaşam benim için artık sıradanlaşmaya başladı. Bu nedenle bazen bana mail veya blog yoluyla soru soranlara cevap verirken ilk geldiğim anlardaki toy hallerimi unutup sabırsızca cevaplar verebiliyorum. Aslında blogda bir çok konuya değindim ama işin en zor kısmını atlamışım. Geçenlerde fark ettim ki uçağa ilk atlayıp İngiltere'ye indiğinde geçecek olan ilk 1-2 haftayı hiç derli toplu anlatmamışım. Aslında işin en önemli ve en zor kısmı da belki burası.

Bu yazımda uçaktan indiğiniz andan buraya alışacağınız ana kadar olan kısmı maddeler halinde anlatmaya çalışacağım. Eğer atladığım kısımlar varsa yorum kısmında hatırlatırsanız sevinirim. Sizin de katkılarınızı bekliyorum.

Madde 1: Evet uçağa bindiniz ve hüzünlü ama heyecanlı gözlerle yurdum toprağını terk ettiniz. İlk olarak uçakta hosteslerin dağıttığı landing kart'ı almayı unutmayın. Eğer Avrupa Birliği vatandaşı değilseniz bu karta ihtiyacınız olacak. Bu kartı doldurup pasaport ve vize kontrolü esnasında görevliye vereceksiniz.

Eğer landing kartın ne olduğunu bilmiyorsanız bununla ilgili ayrıntılı yazımı okuyun. tıkla

Madde 2: Uçaktan indiniz. Heyecanlısınız, yolu bilmiyorsunuz. Ama sorun etmeyin, kalabalığı takip edin, onlar nasıl olsa yolu biliyorlar :) Bu arada uçakta bir Türk'e rastlama ihtimaliniz yüksektir, yanına oturmaya çalışın ve dört saat boyunca kafanıza takılan şeyleri sorun. Yoksa zaman nasıl geçecek :) Genelde İngiltere'ye ilk kez gelen herkes bu ürkek ruh halini yaşadığı için yoldaşınız muhtemelen empati kuracak ve size yardımcı olmaya çalışacaktır.

Neyse kalabalıkla birlikte ilerlediniz ve bir kuyruğa geldiniz. Bu pasaport ve vize kontrol noktası. Tek sıra olan en uzun kuyruğu bulduysanız doğru yerdesiniz demektir :) Bu kuyruk Avrupa Birliği vatandaşı olmayanların olduğu kuyruk olmalı, diğer kuyruk rüzgar hızıyla ilerlerken burası yavaş yavaş ilerliyor. Çünkü vize görevlileri ülkeye turist veya öğrenci gibi gelip kaçak kalmaya niyetli olanları tespit etmeye çalışmakla meşgul. Sıra size geldiğinde vize görevlisinin Niye buradasın? Ne kadar kalacaksın? Nerede kalacaksın? Kiminle kalacaksın? Geçimini nasıl temin edeceksin? gibi çok çeşitli sorularını cevaplamaya hazır olun. Sakin olun, korkmayın, soruları kendinize güvenerek cevaplayın. Sonuçta bu ülkede kaçak olarak yaşamayı düşünmüyorsunuz değil mi? Görevliye itiraz etmeyin, kesinlikle tartışmayın, o noktadaki görevliler tahmin ettiğinizden daha fazla yetkiyle görevlerini yapmaktalar. Merak etmeyin, ülkeye giriş çıkışınız artıkça ve vize görevlileri sistemde sizin giriş-çıkışlarınızı gördükçe sorulan soruların miktarı azalacak, zamanla doğrudan geçecek hale geleceksiniz.

Madde 3: Pasaport ve vize kontrolünü geçtikten sonra diğer insanlarla birlikte yolu takip edin. Şimdi valizinizi alacaksınız. Valizinizi aldıktan sonra hava alanı ile ilgili işlemleriniz bitmiş oluyor. Dışarıya çıkabilirsiniz. Ümit ederim dışarıda sizi almaya gelen biri  vardır :) Yoksa gitmek istediğiniz yere gitmek için bir kaç alternatifiniz var. Taksi, tren, metro veya otobüs. Taksi en pahalısı, tren veya metro biraz daha ucuz, otobüs en ucuzudur. Benim size tavsiyem ilk kez geliyorsanız birinin sizi almasını sağlayın. Eğer böyle bir imkanınız yoksa gelmeden önce muhakkak hava alanı ile gideceğiniz yer arası ulaşımı nasıl yapacağınızı planlayın. Hatta gerekirse biletinizi internet üzerinden alın, daha ucuza gelecektir. Bu konuda en iyi yardımcınız google olacaktır. Merak ettiğiniz her şeyin cevabı internette mevcut, malum iletişim çağındayız.

Madde 4: Kalacağınız yere ulaştınız. Burası belki bir arkadaşınızın evi, bir otel odası veya yurttaki odanız. Odanıza hemen yerleşiniz ve iyice dinleniniz. Önünüzde daha çok yorucu günler var. Uzun zamandır hayalini kurduğunuz İngiltere'desiniz artık, yatağınıza yatın ve yeni hayatınızla ilgili hayal kurmaya başlayın :)

Unutmadan, ailenize sağ salim indiğinizi haber verdiniz değil mi?

Madde 5: Eğer bulunduğunuz yerde internet varsa google maps'i açın ve kaldığınız yeri bulun. Çevreyi tanımaya çalışın, bunun için google maps'in street view'ini kullanın. Google maps "street view" ile tüm İngiltere'yi sokak sokak inceleyebilirsiniz. (Google'ın bu hizmeti henüz Türkiye'de yok.)

Madde 6: Sokağa çıktınız, ihtiyaçlarınız var. Gıda ihtiyaçlarınız için Tesco, Asda, Sainsburys, Lidl gibi marketleri, giyim ve kimi ev ihtiyaçlarınız için Primark(giyim mağazası) ve Wilkinson, Paundland gibi marketleri kullanabilirsiniz. İhtiyaçlarınızı karşılamakla ilgili bloğumda açıklayıcı bir yazı mevcut. tıkla

Ayrıca dışarı çıkmışken hem Türkiye'yi aramak hem de İngiltere'de kullanmak için bir tane telefon hattı almak iyi olur. İlk geldiğinizde kontratlı hat(faturalı hat) almanız mümkün değil, çünkü henüz bir banka hesabınız ve üzerinize kayıtlı fatura, v.b. belge yok. Yani şirketler için güvenlik katsayınız sıfır, bu nedenle "pay as you go" yani kontörlü kart alacaksınız. Eğer kartı sadece İngiltere içinde kullanacaksanız, T-mobile, O2, Three, Orange gibi firmalardan ücretsiz "pas as you go" kart isteyebilirsiniz. Bu kartlar genelde içinde 5 paund yüklü olarak satılır, telefonunuza takınca çalışır ve kontörünüz bittikçe yükleme yaparsınız.

Eğer aldığınız kontörlü kartı hem Türkiye'yi aramak hem de İngiltere içinde kullanmak isterseniz Vecton Mobile, Lebera veya Lyca gibi firmaların telefon kartlarını tercih edebilirsiniz. Bunların ayrı şirket mağazaları yoktur, her yerde bulabilirsiniz; bazen bir büfede, bazen bir stant da, bazen bir markette. Bunların diğer telefon kartlarından bir farkı yoktur, güvenle kullanabilirsiniz. Eğer İngiltere'de kısa süreli kalacaksanız bu kontörlü kartlar işinizi fazlasıyla görecektir.

Madde 7: İngiltere'ye adım attığınız ilk bir hafta içinde kaldığınız yere en yakın polis merkezine gidip kayıt yaptırmanız gerekiyor. Bu bir çeşit polise ben şu adreste yaşıyorum demek gibi bir şey. Kayıta giderken yanınıza pasaportunuzu, adres bilgilerinizi, bir tane fotoğrafınızı ve ayrıca 34 paund nakit para almayı unutmayın. Her adres değişikliğinde bunu polise bildirmeniz gerekiyor. İlk kayıt ücretli, ondan sonraki adres değişiklerini bildirmek ücretsiz.

Madde 8: Eğer altı aydan fazla vize sahibi iseniz İngiltere'de sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanabilirsiniz. Bunun için size en yakın GPs(General Practitioners)'e kayıt olmanız gerekmekte. GP Türkiye'deki sağlık ocağına karşılık geliyor. Buraya ücretsiz kayıt olabilirsiniz. Sadece kayıt esnasında sizden geçerli bir kimlik ve kaldığınız yerin adresini belirtir bir ispat isterler. (Polis kaydı, kira sözleşmesi, adınıza kayıtlı fatura, v.s.) Herhangi bir hastalık durumunda GP'den randevu alıp tedavi olabilirsiniz. Bu ülkede doğrudan devlet hastanesine gitmek diye bir şey yok. Ancak pratisyen doktor gerekli görür ve sizi sevk ederse hastaneye gidebiliyorsunuz. Bu da zor bir ihtimal. Sadece acil durumlarda hastanenin acil servisine başvurabiliyorsunuz. Acil servis numarası: 999, daha az acil durumlar için ise(hastalık danışma gibi) 111 nolu  numarayı arayabilirsiniz. Eczaneden ilaç alırken ise sabit bir miktar(galiba 7.5 paund idi) para ödüyorsunuz. Benim size tavsiyem ise bu ülkede mümkün oldukça hasta olmamaya gayret edin :)

Size en yakın GPs'yi bulmak için, tıkla

Madde 9: THE END! Yani şimdilik bu kadar. İngiltere'ye hoş geldiniz :)

NOT: Eğer unuttuğum bir şey varsa ve aklıma gelirse sonradan ekleme yapabilirim. Sizin söyleyeceğiniz bilgi ve tavsiyelere de açığım. Aşağıda yorum sayfası sizleri bekler :)

Saygı ve selamlarımla..

Ahmet